Deniz ayaklarımın altında gidip gelirken kıyıya çarpan dalgalardan etrafa saçılan damlalar çıplak bacaklarıma geliyordu. Ah ne çok yürümüştüm, ne çok çabalamıştım. Yürüdükçe de geçer sanmıştım, geçmedi... Üst üste bindi, kalbime verdi ağırlığını ve göz yaşlarıyla hafiflemeyi umdu bedenim. Sarılsam belki, belki de geçerdi. Evet, evet kesinlikle geçerdi. Ama tek bir kişiye sarılsam geçerdi. Şöyle sımsıkı kaburgalarım acıyana kadar, tatlı bir acı olurdu. Ne hoş!
Yine ağlar mıydım acaba? Hep ağlardım ki ben zaten. Konuşmazdım, ağlardım; içime atar, ağlardım; mutluluktan? Hayır mutluluktan ağlamazdım. Yoksa ağlar mıydım? Ah bu kararsızlığım.
Tek net kararım sendin. Sanırım değil kesin sendin! Konu sen olunca nasıl da kesin cümleler kuruyorum kendime inanamıyorum. Benlik şeyler değil bunlar. Ağlamak, kesin cümleler kurmak, deli gibi sevmek, hiç durmadan sevmeyi istemek...